28 Aralık 2008 Pazar

yorgun&yoğun

canım arkadaşlarım o kadar yoğunum ki bu aralar bilgisayarın başına oturacak vakit bulamıyorum desem yeridir:))oğlumun ödevi için oturmuşken Ayşegül arkadaşımın nerelerdesin yazısı beni harekete geçirdi ve bu yazıyı yazmak istedim. nedense bu aralar gelen giden çok,aklıma da temizlik yapmayı koydum gündelik işlerimi yapasım gelmiyo zorla yapıyom zaten.Yarın öbürgün büyük temizlik yapacam kış ayında bu da neyin nesi demen sakın,benim aklıma eser öyle bazen yeni bi eşya alacağım zaman daha çok olur bu:))oğlumun performans ödevi zımbırtısı var daha 3.sınıfa gidiyor bence tek başına altından kalkabileceği bir ödev değil güya araştırmaya yöneltiyolarmış mış çocukları sankim üniversite öğrencisi tez hazırlıyo dersiniz.ah ah tıkandım haaaaa:)çooook yorgunum çoook yoğunum bedenim durduğu zaman beynim yoğun ne bilem işte eyle bu aralar beden ve zihin dolu.... neysem canlar bekleyin beni anacım gene gelcem.hepinizi seviyorum yorgunluksuz yorgunsuzluk diliyorum size:))

18 Aralık 2008 Perşembe

patates böööreği

canlar sizlere,ikindi çaylarında, pazar kahvaltılarında beğenerek yediğimiz patates böreğini sunuyorum.)sıcakken kahvaltı masalarınızı süsleyen bu börek çocuklarımız içinde çok besleyici;çocuğunuz yemediği şeyleri bu börek sayesinde anlamadan yiyebilir.benim oğluşum pişmiş havuç hiç sevmiyor ama bu böreğin içinde olduğunu bile anlamıyor.bazı çocuklar peynir yemez,maydonoz yemez hatta patates yemeyen bile yiyebilir bence...gelelim malzemelere: -4 büyük patates -3 havuç -2 su bardağı un -2 adet yumurta -1 su bardağı süt -1 su bardağı ufalanmış beyaz peynir -1 paket kabartma tozu -yarım su bardağı sıvı yağ -yarım demet maydanoz -yarım demet dere otu -yarım demet nane -1 çorba kaşığı kuru fesleğen -tuz,karabiber,susam gelelim yapılışına: patates ve havuçları küçük küpler halinde doğrayın(ben robota bütüüüüün malzemeyi atıp hepsini kek kıvamında çırpıyorum patates havuç ne varsa hepsi kendinden geçiyo akılları başlarından çıkıyor:))) içine kabartma tozu karıştırılmış unu,yumurtaları sütü,peyniri,sıvıyağı,ince kıyılmış maydanoz dereotu,karabiber ,tuz ve fesleğeni katın.iyice karıştırarak hamur elde edin,yağlanmış fırın tepsisine hamuru dökün üzerine susam serpip 200 derece fırında üzeri kızarana dek pişirin. ben sizin yeriniz de olsam--da olmasam da robotlu tarifi seçerim hem tertemiz,hem kolay, hem malzeme karıştığı için içindekiler pek anlaşılmıyor ama lezzet hıımmmmm nefis.lezzet kaybı yok.ben böyle yaptım.yaparsanız afiyet şeker olsun efendim.sevgiler herkese..

12 Aralık 2008 Cuma

ah nerede vah nerede!...

Her bayramda nedendir bilinmez, çocukluk yıllarında yaşadığımız ve tattığımız bayram sevinçlerinin ve coşkusunun tadını hiç unutmayarak “nerde o eski bayramlar” diyerek derin bir ah çeker ve geçmişe olan özlem duygularımızı dile getiririz. Acaba bayramlar mı güzelliklerini yitirdi yoksa biz mi bayram sevinçlerimizi? Hatırlıyorum da günlerce önce başlardı bayram heyecanı evlerimizde. Bayram alış-verişleri yapılırdı. Yemekler, tatlılar hazırlanırdı günler öncesinden. Herkesin bayramdan bir beklentisi olurdu. O bayramlarda herkesin birbirine verecek mutlaka bir şeyleri de olurdu. Büyükler ziyaret edilir, küsler barışırdı o bayramlarda. Çocuklar için bayram yeni ayakkabı ve elbise, şeker ve harçlık anlamına gelirdi. Neşe ve coşkuyla beklenirdi bayram sabahları. Hele birlikte yenen bayram yemeklerinin tadı hala damaklarımdadır anılarımda kalsa da. Millî ve manevi değerlerden yoksunluk, göçler, hızla devam eden sosyal, ekonomik ve teknolojik değişimler gibi birçok unsur, kültürel yapımızın bozulması, aile yapımızın zayıflamasına neden olduğundan artık bayramlarda eski heyecan ve coşku yaşanmıyor. Bayram denince artık parası olan çoğu insanın aklına tatil amaçlı yapılan geziler geliyor. Herkes bir yerlere gitme telaşında. Beş yıldızlı oteller bu bayramları bekler oldular. Bayramların gerçek amacı yaşanmıyor ama insanlar güzel tatil anılarıyla dönüyorlar. Birde hala o bayram coşkusunu içinde taşıyan ve geride bıraktığımız büyüklerimiz, yaşlılarımız var. Eski alışkanlıklarını sürdürerek hazırlanırlarsa bu bayrama ne gelenin, ne gidenin olduğunu gördüklerinde düşünebiliyor ve anlayabiliyor musunuz hüzünlerini. Her şey çok geç değil. Gelin yeniden o eski bayramların coşkusunu birlikte yaşayalım. Yine çocukları sevindirelim. Gözleri yolda bizleri bekleyen büyüklerimizin kapı zillerini çalalım, ellerini öpelim, sevindirelim, gönüllerini alalım. Komşularımızla, akrabalarımızla bayramlaşma şansını kaçırmayalım. Ne dersiniz, beklide bize hala bayram harçlığı vermek isteyenler olacaktır!.. “Ne kadar söz varsa da düne ait Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.” BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN bu bayram ve tüm bayramlarınız eski bayramlar lezzetinde olsun.

4 Aralık 2008 Perşembe

kış türlüsü

yhaf hiç fırsat bulamıyom bilgisayar başına oturmaya,sayfamı yenilemessem arkadaşlarım beni unutur diye geldim:))herkeşlerin sayfalarına bakmaktan benim sayfama vakit kalmıyo valla...sizlerin bloglarını gezmek bana tarif yayımlamaktan daha zevkli geliyor.Hımm neysem tarife geçeyim gerçi bu yemeği bilmeyen yoktur ama olsun ben yazayım adet yerini bulsun geleneği bozmamak adına:-) malzemeler: 2büyük soğan 2 tane patlıcan 3 tane patates 2 havuç 4-5 diş sarmısak yarım kilo kadar et Yapılışı: etleri kuşbaşı doğrayıp güveç kabının en dibine diz,soğanı iri doğrayıp yay,havuçları halka şeklinde doğrayıp soğandan sonra koy.pişme sırasına göre koyduğumuz sebzelere patlıcan ve patatesi de doğrayıp ekle,bu arada sebzelerin arasına tuz serpmeyi ve sarmısak koymayı da unutmayalım.en son bir bardaktan biraz az salçalı su ve yağ ekleyip ağzını kapayalım güvecimizin.45 dakika sonra servise hazır.(istenilen sebzelerle yapılabilir tabiki,bamyalı,bezelyeli,fasülyeli aklıma gelmiyor şimdi ama çeşitler çoğalabilir.)ben böyle yaptım yapanlara afiyetler olsun efendim...

28 Kasım 2008 Cuma

ben doğdum ingaaa:))

bugün benim doğum günüm kasımın yirmi sekizi otuz beş yıl önce gözlerimi açtığım ve ölüme biraz daha yaklaştığım gün... zaman nasılda akıp gidiyor daha dün gibi ilkokul yıllarım yakalık taktığım ve önlük giydiğim o günler daha dün gibi... hatırlıyorum da çocukken nede çok mutluydum üşüyen bedenimi saracak bir annem mahallenin çocuklarını şikayet edecek bir babam ve can arkadaşlarım vardı. ve birde ölümüne mahalle kavgaları... kanayan ve yaralanan yanımızdı bizi ayakta tutan ve birde yüreğimiz. ne kimseye verilecek hesabım nede ezilen bir yüreğim vardı... doğruya ozamanlar her şey hesapsızdı hesapsızdı arkadaşlıklar hesapsızdı dostluklar ve hesapsız çocukça sevdalarım vardı benim... bu gün doğum günüm kasımın yirmisekizi yani yaş 35 yani boran yani tufan yani kavganın tam ortası............................. bu yazı alıntıdır.emek hırsızı değilim ben.şaire saygılar.:)) çok çok şey geldi aklıma bu şiirle birlikte,yani çocukluğum,yani hayatımdan kesitler,yani mutluluk,yani hüzün,yani yokluk-yani varlık,YANİ HER ŞEY..... beş kardeştik biz.sıcak ve küçük yuvada beş küçük civ civ.genelde çok varlıklı geçmezdi hayatımız ama kimseye verilecek hesabımızda yoktu şairin dediği gibi...bişeyler bizim olursa sevinirdik çocukça kalplerimizle.bayramlıkta aldıysa babamız hani bizden mutlusu yoktu o bayram.ey gidi günle ey dememek eldemi şimdi. bayramda yaklaşırken şimdiki çocuklarla kıyasladım eski bizi.ne alırsan al sevinmiyo çocuklar,hatta ne aldığıma bile bakmıyorlar çoğu zaman.çok mu buldular acaba ?evet evet yokluğu bilmedikleri için varlık onları sevindirmiyor.bazen diyorum ki zaman hep aynı yerda kalsaydı.gaz lambası ışığında ders çalışaydı talebeler,çeyiz öreydi gelinlik kızlar.ve sohbetler edileydi loş ışıklı,soba yanan odalarda uzuuuun kış geceeri.ne biliym böyle düşündüm işte bu akşam ...daha mutlu olurmuydu insanlar.hepinize sevgiler arkadaşlarım.sevgiler....

26 Kasım 2008 Çarşamba

ikindi çayı

dostlarla bir ikindi çayı.... menüde bunlar, patates salatası, kısır vardı ama bir bloğum olduğunu hala bilmeyenler olduğu için ve bu kızda ne yapıyor şaşırdı mı neden resim çekiyor masaya diyecekleri için, çabuk çabuk resimlemekten bazı şeyleri kaçırabiliyorum.:)he he:)laf aramızda bu hep böyle oluyor,ancak çok yakınlarımın yanında resim çekebiliyorum gönlümce... soframdaki muhallebili kurabiye sevgili hülya http://buramburam.blogspot.com/ arkadaşıma ait ona sevgilerimi gönderiyorum.gerçekten ilk defa denediğim bir lezzetti ve çok beğenildi sizlerede tavsiye ediyorum, tabi eğer hala denemediyseniz.diğer tarifleride vereceğim.sevgiler efendim............................................

19 Kasım 2008 Çarşamba

mimmmmmmm:))

ooo bende mimlendim.Konunun cevapları okadar çok ki bende nerden başlasam nasıl anlatsam bilmiyorum vallaha ama birascığnı anlatayım :
  • en başta bekletilmeyi hiiiç sevmem o anda randövileşilen yere gelmeyen kişi kimse kim neffffret ederim.(bu sonradan geçiyor afettirmesini bilecen dimi ya):)
  • dışardan gelen klakson seslerinden gece gündüz kendini bir enstrüman(bunu imla kılavuzuna bakıp yazdım ) :)))ustası sanıp kasıla kasıla kornaya asılan şoför müsvettelerinden uyyy neffffret ederim.
  • efenim ev işlerine hiç girmiym mi napıym bilmemki; genelde haftada bir önüme yığdığım koca bir ütülenecek çamaşır dağındanneffret ederim.
  • gitmek zorunda olduğum düğünlerden ve tüm düğünlerden.(benim kadar düğünden nefret eden biri daha varmıdır ki?)bahane bulamamaktan ve bazende bahanenin bile geçerli olamayacağı düğünlere gitmekten neffret ederim.
  • bazı yerlere çocuksuz gitmenin çooook güzel olacağı halde çocuklarla gitmek zorunda olmaktan ve gitmektende kendimi alamamaktan :))
  • eşime sorduğum bugün ne pişireyim sorusuna on senedir cevap alamamaktan ve onun yemekle alakası sadece yemeklerimi beğenmesi ve çok güzel olmuş demekle sınırlı olmasından nefffret ediyorum.bu kadar yemekle alakadar olan birinin böööle kocası olunca çıldırır ,benim karnım sankim acıktı bişeyler alacam sende istermisin sorusuna sakince hayır şeklinde bir kafa sallayış ...uşşşş tıkandım haa:))
  • yıkanmış ve kurumuş çamaşırları katlayıp yerlerine yerleştirmek.her biri ayrı yere ,yoksa aradığında bulamassın...
  • bitişik komşumuzun zırt pırt kapı çalmasından ve az geç kalsam açmaya ,adımı bağıra bağıra tüm apartmana ezberletmesinden neffffret ediyorum.ne biçim iş yhaf evde yok numarası bile yapamıyom.:))neysem çok gerildim taa anlatmiycaaam eldim gittimm

bunların yanında milyonlarca çok sebebimde hayatı sevmek için var:))sevgili Ümmü Gülsüm'ün( http://anneperi.blogspot.com/) attığı pası ben direk kaleye yolluyorum ve gooool diyorum çünkü kimi mimliyeceğimi pası kime atacağımı bilemiyorum he he:))

17 Kasım 2008 Pazartesi

tahinli kurabiye

tahinli tatlar sevenler için çok güzel bir kurabiye.ben çok seviyorum bu kurabiyeyi.bunu yerken çatlak patlak yusyuvarlak diye bi tekerleme var ya onuda söyleyin bence:)))çünkü;çapçatlak oluyorlar:))benim çocukların ikiside yemiyo tahinli kurabiyemden.bende hep sizin istediğinizimi yapcam diye kızıp eşimle kendime yapıyor ve afiyetle yiyorum.sizde denerseniz afiyet olsun. MAZEMELER: Yarım su bardağı tahin 2 su bardağı şeker( ben daha az kullandım) 1 su bardağı fındık yada ceviz içi 1 su bardağı sıvı yağ yarım paket kabartma tozu aldığı kadar un YAP BAKALIM: -Hamur yoğurma kabına önce:tahin şeker sıvı yağ koyup karıştır, -daha sonra:4 su bardağına yakın unu ve kabartma tozunu ilave et -çekilmiş fındık yada ceviz içini ekleyip yumuşak bir hamur elde edene kadar yoğur gerekiyorsa un ilave et. -hamura uzun kalın çubuk şekli verip verev kes ve yağlı kağıt serilmiş tepsiye diz. -hafif pembeleşinceye kadar 170 derecede pişir...sonrada biraz soğuyunca oturup bir güzel çay keyfi yap:))işlem tamam

12 Kasım 2008 Çarşamba

taze hamsi varrrrr:))

kış yaklaşırken karadeniz sofralarının baş tacı sofraları süslemeye çoktaaan başladı.Benim gibi tembeller ve eve sinen kokusundan kaçanlar içinde çeşitli alternatifler var tabi ama mübareğin tadıda en güzel böyle çıkıyor.çok seyrek olmakla beraber arasıra benimde mutfağıma girer kendileri.Bazen fırında tepside ekşili,bazen fırında folyoda nasıl isterseniz öyle yeterki yenilsin,yeterki faydasından faydalanılsın.AFİYET OLSUN.

11 Kasım 2008 Salı

minik kızım çoook hasta oldu!..

minik kızım çoook hasta oldu.Doktora gittiğimizde dr göğsünü dinleyp ciğerlerinde iltihap var dedi.röntgen çekimine gönderdiğinde de ne kadar haklı ve ne kadar işinin erbabı olduğunu gösterdi bize.beni sorumsuz bi anne sanmayın,kaç kere doktora gittik kızımla ama dr soğuk algınlığı deyip ilaç veriyordu tabi bizde aynen uyguluyorduk.Öksürüğün iyileşmeyip daha da aşağılara indiğini farkeder farketmez hemen pediyatride en iyisi olduğunu düşündüğüm ve öğrendiğim dr götürdüm kızımı.Hakkında söylenen iyi söylentileri sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum.allah ondan razı olsun.Kızım 8 tane iğne yedi damardan şu anda da antibiyotik tedavisi devam ediyor ve hızla iyiye gidiyor inşallah. gerçi son tetkikleri henüz yapılmadı ama tüm kalbimle minik kızımın tamamen sağlığına kavuşmasını diliyorum Allah'tan.ben kendi çocuklarımın ve tüm miniklerin sağlığı ve huzuru için dua ediyorum.Allah tüm kimsesiz çocukların yardımcısı olsun.biz çocuklarımızın her an yanıbaşındayız peki ya onlar... Allah herkese yardım edebileceğimiz çocukları görebilecek gözler nasip etsin.KALP GÖZÜMÜZ hiç kapanmasın.İnşallah... NOT:ailemden hiç kimsenin resmini koymak istemiyorum aslında ama sanırım bu şekilde biraz kamufle oluyor.bundan sonra ki resimlerede aynı şeyi uygulasam iyi olur:)

31 Ekim 2008 Cuma

sodalı börek(su böreği tadında)

ben su böreğini çok seviyorum amma velakin henüz cesaret edip yapamadım daha, onun yerine bunun gibi benzer tatları kullanıyorum şimdilik.gerçekten bazen yiyen arkadaşlar farkı farkedemiyo bile...işin uzmanları hariç=))) malzemeler: -5 yufka -1 şişe soda -1bardak sıvı yağ -1 bardak süt -3 yumurta -biraz tereyağ iç harç: peynir ve maydanoz yapılışı. yufkaları tepsiye sererken her yufkanın arasına yağlı sütlü ve yumurtalı harçtan gezdiriyoruz her yerine.ikinci ve üçüncü katlarınada peynirli harçtan seriyoruz ve en son yufkayıda yayıyoruz.tepside böreğin her yerine tereyağı kırpıyoruz ve sodayıda her tarafına gezdirdikten sonra bekletmeden fırına veriyoruz.afiyet olsun.bide unutmadan kalan yağlı harcıda gene en üstüne gezdiriyoruz böreğin:))biraz karışık oldu ama eminim hepiniz anladınız.

poğaça

malzemeler: 4 kaşık yoğurt 1 bardak sıvı yağ yarım paket margarin 2 yumurta(birinin sarısı üzerine) kabartma tozu tuz,aldığı kadar un iç harç:(isteğe göre) soğanlı,maydanozlu ve baharatlı kıymalı harç peynir ve maydanoz karışımı harç yapılışı: yoğurt,yumurta ve yağlar iyice yoğrulup birbirine yedirilir daha sonra kabartma tozu ve aldığı kadar un eklenip kulak memesi kıvamına getirilir.arasına harç konup poğaça şekli verilir.üstüne yumurta sarısı sürülür ve arzuya göre susam çörek otu serpilir afiyet olsun canlar.

bu da neyin nesi...

oooooooooooooooooooohhh çok sevindim valla.erişim engelini görünce sayfama tıkladığımda hiiiiç bişe anlamadım allah allah buda neyin nesi?dedim.Bide arkadaşlarımın sayfalarına bakayım dedim birde ne görem hapisininki aynı şaşırdım tabi.daha sonra haber aldımki bloglarımız kapatıldı açılıp açılmayacağını nereden bilem.Çektim isyan bayrağını,okuluda yok çocuğun nasılsa kapattım bilgisayarımı anneme attım kapağı ve dün açtım tekrar neler oldu diye bakem dedim iyiki bakmışım bir sevindim bir sevindim...allah bir daha ayırmasın bir arkadaşım bana yaptığı yorumda; el yordamı ile buluyorum arkadaşlarımı ne acı,demişti.ben el yordamı ile de bulamadım benim ki dahada acı... neyse böyle saçma kapatılmaların olmamasını diliyorum.Vee size poğaça ve sodalı böööreğimin tarifini yazıyorum.

22 Ekim 2008 Çarşamba

evimin penceresinden(aklımdan geçenler)

YAĞMUR yağmur yağıyor usul usul değil sağnak sağnak dışarda acı bir ıslık,içimde garip suskun karanlık, küçük bir çocuğum şimdi duvar dibinde ürkek,ne desen ağlayıverecek, elleri yağmur,gözleri yağmur, yüreği sıkışmış kuş kanatlarında,bir güneş açsa, hani olurya,açsa gökyüzüne uçuverecek (sanki) Yağmur yağınca,evde olduğuma şükrederim hep hele bu bide yaz yağmuru değilse ve soğuksa vede kimsen yoksa... sokaktaki gariban,evsiz,tinerci çocuk yani evi olmayan herkes hatta her zaman gördüğüm manavlardan, artık sebze meyve toplayan yaşlı kadın (kime götürür kim bilir topladıklarını)hepsini düşünürüm.yağmurda ıslanmaktan,soğuktan ve hepsinden önemlisi dışardaki tüm kötülüklerden korunduğun bir evin olması ne güzel.Artık kış geli yor soğuk,ıslak,ıssız geceler başlıyor kimsesizler evsizler için.Allah yardımcıları olur inşallah.Bizlerede; gerçekten yardıma muhtaç olan insanları görmeyi nasip eder rabbim. evsiz,yuvasız kuşlara bile yardım eden ev yapan bir milletin evlatlarıyız biz-

26 Eylül 2008 Cuma

patates borani(ramazan etkinliği)

malzeme:4 tane patates yoğurt sarımsak veee tereyağ Patetesleri haşlayp çatalla eziyoruz daha sonra sarmısaklı yoğurdun bir kısmı ile iyice karıştırıyoruz diğer kısmını en üstüne yayıyoruz görünüş möhim gözel olsun diye...en sonrada efendim bolca salçalı tereyağ gezdiriyoruz üstüne...biraz bol yağlı olmalı eeeeee bu da böyle yenir naaapem.afiyet olsun.sakın tarifin kolay oluşuna bakıp yapmamazlık etmeyin eskilerin vazgeçilmez iftar mönüsü içindeydi kendileri bizim oralarda... hobievi gerdenya70.blog etkinliğine sevgilerimle birlikte gidiyor...

25 Eylül 2008 Perşembe

ağaçtan kavonaza

Yine sevgili babacığımın yetiştirdiği meyve ağaçlarından biri...şeftali ağacı.. Sakın geç kalmış bi tarif sanmayın bizim oralarda meyveler geç olur çoğu yerlerde zamanı geçen meyve bizde daha yeni olgunlaşmıştır bu görüntü 1 ay öncesi bile değil resmi çekildiğinde henüz tamamen olgunlaşmamıştı şeftaliler ve ancak 3 gün önce anneciğim bize geldi gelirkende yeni dalından kopardığı bu şeftalileri getirdi bende reçelini yapıp beğeninize sundum. ŞEFTALİ REÇELİ:1 KG ŞEFTALİ 1KG ŞEKERmalzeme listesi çok uzun değilmi? haaa bir tanede limon şeftalileri soyup istedğiniz şekilde dilimleyin ve bir gece önceden bir sıra şeftali bir sıra şeker olarak tencereye koyun.bir gece bekleyince kendi suyu çıkıyor zaten hiç su eklemeden kaynatın kıvam almasına yakın limonunuda sıkıp ateşten alın ılınınca kavanoza koyup üstüne bir bez örtüp biraz güneşte bekletip kapaklayın....BEN BÖYLE YAPTIM.

19 Eylül 2008 Cuma

şipşak tarifler(sahurluk)

ramazanda bayat ekmek ve pideler diğer günlerden daha fazla olur değilmi?işte sizlere onları değerlendirmenin güzel ve şipşak yolu.aynı zamanda bir demet fesleğen blog sahibesi sevgili eda'ya gitsin.etkinliğe layık görürlerse.... yapılışı:bayat ekmek yada pidelerimizi küçük küpler halinde doğrayıp tereyağında kavurduktan sonra bir miktar kaşar rendesi ve 2-3 yumurta çırpılarak üzerine ,gezdirilir daha sonra iki tarafıda altüst kızartılır.çıtır ve güzel bir lezzet, deneyecek olmanız ümidi ile afiyetler olsun efendim.

18 Eylül 2008 Perşembe

paçanga böreği

MALZEMELER: -2 adet yufka -16 dilim pastırma -16 dilim kaşar peyniri(parmak şeklinde dilim) -1 yumurta beyazı -kızartmak için sıvı yağ YAPILIŞI:yufkayı 8 eşit parçaya bölüp( sigara böreği gibi üçgen şeklinde)geniş kısımlara bir dilim kaşar bir dilim pastırma koyup sarılır uçlarına yumurta akı sürülür açılmaması için.diğer yufkada aynı şekilde malzeme kopyulup sarılır ve kızgın yağda kızartılıp sıcak yenir.şöyle ısırdığınız zaman tel tel olması için sıcak yiyiniz.mmmmmmmmm

güveçte pastırmalı kuru fasülye(dumanı üstünde)

MALZEMELER:(herkes kendi ölçüsünü belirleyebilir) -3 bardak beyaz fasülye(bir gün önce akşamdan suya koyulmuş olmalı) -8-10 dilim pastırma -300 gr.kuşbşı -2 yeşil biber -2 soğan -2 domates -salça,tuz,kırmızı pul biber YAPILIŞI:tencereye arzu edilen yağdan kullanılmak üzere, (ben tereyağı kullandım)bir miktar yağ alınır.etler bir güzel kavrulur sonra soğan doğranıp eklenir, yeşil biberler halka halka doğranıp eklenir biraz kavrulur salça ve domateslerle birlikte hepsi hafif sotelenir.akşamdan ıslatılan fasülyede eklenir bir güzelde böyle karıştırılır çok az kaynamış su ilavesiyle hafifçe buğulanır.en son işlem olarakta güveç kabına alınır yeterince kaynamış suyuda eklenir tuz biber ve pastırmalarıda ilave edip kapağı kapatılıp biraz ocak üstünde kaynatılıp fırına verilir.arasıra kurumaması için suyu kontrol edilerek pişirilir.AFİYET OLSUN .ben böyle yaptım tamamen kendime aittir efendim.

11 Eylül 2008 Perşembe

iftar bereketi

fırında tavuklu kağıt kebabı

iftar etkinliği için sevgili sevile gidiyor. MALZEMELER: -2 tavuk göğsü -1 soğan -2 domates -1 kabak -2yeşil biber -2 kırmızı biber -10 adet mantar -2 havuç -sıvı yağ kara biber tuz -arzuya göre fesleğen(ben kekik koydum) -biraz bezelye gelelim YAPILIŞI: biraz sıvı yağ alıp tavaya soğanlarımızı kavuralım,sırasıyla havuç -tavuk,mantar biber kabak ve en son pişmeye yakın bezelye ve domatesleri ekleyelim hepsini biraz kavura kavura ekleyelim en son 5-6 dakika pişmeye bırakalım ve ateşten alalım.daha sonra yağlı kağıdımızı tezgaha yayıp karışımımızı dökelim ve hava almayacak şekilde paketleyelim yarım saat kadar da fırına verip 190 derecede pişirelim.hem estetik hem leziz afiyet olsun.
Alah'ım ! Senin rızan için oruç tuttum. Sana inandım, sana sığındım, senin rızkın ile orucumu açtım. Hamd olsun verdiğin nimete sağlık ve afiyete. Allah'ım beni annemi, babamı, ailemi, milletimi ve bütün inanları koru. Rahmetini ve yardımını esirgeme üzerimizden. Bizlere yaşama ve dayanma gücü ver. Senin herşeye gücün yeter. Amin” uzun bir aradan sonra ramazanla birlikte yemek trafiği vede davet trafiği başlamış bulunmakta...bendeniz geç kalmış bulunmakla beraber herkese hayırlı ramazanlar diliyorum. geç kalma sebebimi anlatmaya gerek yok sanırım daha önceki yayımlarımdan anlamışsınızdır zaten.(biraz tatil ve dönüşünde acı haber) ALLAH HERKESE RAMAZAN-I ŞERİFLER HÜRMETİNE SAĞLIK SIHHAT VE HUZURLAR VERSİN.

6 Eylül 2008 Cumartesi

boynu bükük kaldı kağıt kalem ama sen melek oldun!..

okullar açıldı bi üst sınıfına başlayacaktın sende...ama minik bedenin denizin ağır sularını taşıyamadı ve son buldu yaşamın.olsun cennete gittikten sonra ölüm güzel.Allah sabırlar versin sevenlerine en çok ta anneciğine...herkesi üzdü bu gidiş ama sen cennettesin biliyoruz melek Zehra'cık. BU ŞEHRİN YILDIZLARI VARDI SAÇLARINA KURDELALAR TAKAN ÇİVİTLE YIKANMAKTAN AŞINMIŞ BEYAZ ÇORAPLARINA LEKE BULAŞMASIN DİYE SU BİRİKİNTİLERİNDEN SAKINAN GÖZLERİ ÖNLERİNDE YÜREKLERİ VE BESLENME ÇANTALARI ELLERİNDE KÜÇÜK ÇOCUKLARI VARDI BU ŞEHRİN BU ŞEHRİN YILDIZLARI VARDI....... BU ŞEHRİN MİNİK ZEHRA'SI VARDI!

acı nasılda oturur adamın yüreğine

ARTIK YOKSUN hep tanıdıklar hep bildikler,birer birer görülür,annen ve kardeşlerin kulakları kapıda gözleri yolda,hep bekler ha geldin ha geleceksin 2008 kışı zor olacak bir yandan acılara alışmak,bir yandan beklemek seni...

28 Temmuz 2008 Pazartesi

dallar bastı kiraz

ne güzel dimi iki hafta önceydi bu manzara ve hem göz hem mide bayramımız.Bazen hafta sonunu geçirmeye köyümüze gidiyoruz.hem çocuklar için iyi oluyo hem biz bu şehrin sıcak, bayıltıcı havasından biraz uzaklaşmış oluyoruz haa bu arada da babacığımın bizim için toplamayıp beklettiği kiraz ağacına çıkıp doya doya yemeyide ihmal etmiyoruz.Ellerin dert görmesin babacığım daha dört yıl oldu ancak ama diktiğin fidanlar meyveye durdu.

3 Temmuz 2008 Perşembe

kandiliniz kutlu olsun

herkesin regaip kandili mubarek olsun.devletimiz,milletimiz için hayırlara vesile olur inşaallah,akla hayale gelmedik tehlikelerden,kazalardan belalardan,sıkıntı ve felaketlerden sana sığınıyoruz yarabbi...

kandil simidi

1 su bardağı süt 1 su bardağı sıvıyağ yarım paket eritilmiş margarin 1 tatlı kaşığı toz şeker 1 adet yumurtanın sarısı 1,5 tatlı kaşığı mahlep,bir paket kabartma tozu tuz,aldığı kadar un sütü sıvıyağı ve eritilmiş margarini,kabartma tozu,mahlepi,tuz şekeri bir kapta iyice karıştırıp,bu karışımın aldığı kadar unu kulak memesi kıvamına gelinceye kadar azar azar ekleyerek yoğurun elde ettiğiniz hamuru 15 dakika dinlendirip ceviz büyüklüğnde parçalar koparıp elinizle çubuk şekli verin ve iki ucunu birleştirip simit haline getirin.önce çırpılmış yumurta beyazına sonrada susama her yerini bulayın. önceden ısıtılmış 180 derecede 20 dakika pişirin.afiyetler olsun...

30 Haziran 2008 Pazartesi

hafif bir börek

3 yufka 400 gr.mantar 3 sosis 2 diş sarımsak 1 kabak 3 yeşil soğan tuz,karabiber sıvıyağ Hazırlanışı : İç harcı için sıvıyağda doğranmış mantarları,sosisleri,sarımsakları soteleyin.Daha sonra üzerine rendelenmiş suyu hafifçe sıkılmışı kabakları ve doğranmış yeşil soğanları ekleyin. Bir iki dakika daha soteleyip tuz karabiber ekleyerek soğumaya bırakın. Yufkaların her birini sekiz üçgen parçaya kesin. İçlerine soğuyan harçtan koyarak paçanga böregi gibi sarın. Kızgın yağda kızartın. Ortadan ikiye keserek sıcak sıcak servis yapın. Hafif ve lezzetli bir börek

16 Haziran 2008 Pazartesi

ibreti alem

kadın, bebeğin güzelliği karşısında büyülenmiş gibiydi. Kıvırcık sarı saçları, iri mavi gözleri,kalkık bir burun ve küçük kırmızı dudaklarıyla bir kartpostalı andıran bebek, kadının şimdiye kadar gördüğü en güzel kız çocuğuydu. Onun yanaklarını daya doya öpmek içine çekmek için eğildiğinde: "dokunma bana beni okşamaya hakkın yok senin" diye bir ses duydu.Kadın korkuyla irkilip etrafına bakındı.Yeni doğmuş gibi görünmesine rağmen konuşan oydu.Bana yaklaşmanı istemiyorum hemen uzaklaş burdan diye devam etti.Kadın, kendini toplayarak:''Çocuklarımız hep erkek oluyor,onlar da güzel ama kız çocukları başka.Bu yüzden seni öpmek istedim dedi."Beni öpemezsin benimde seni öpemeyeceğim gibi' diye ağlamaya başladı bebek.Neden öpemezsin ki ? diye sordu kadın. Bebek, ağlarken: "Bunun sebebini bilmen gerekir,düşünürsen bulacaksın.dedi." Kadın, kendine geldi. Özel bir hastanenin odasında yatıyor ve narkozun tesirinden midesi bulanıyordu.Doktor, "geçmiş olsun hanımefendi" dedi."Başarılı bir kürtajdı doğrusu. Ha..! Sahi, "kız"mış aldırdığınız bebek." ...

TÜRKİYE TÜRKİYE TÜRKİYE

YÜRÜYÜN ARSLANLAR KİM TUTAR SİZİ... bizi çok sevindirdin -türk milli-diğer maçlarda başarılar allah yardımcınız olsun.yer gök inlesin bu sesi dinlesin hep seninleyiz TÜRKİYE

fatihin çocukları

işte fatihin çocukları işte TÜRKİYE...hırvatistanla yapacağın karşılaşmada da dualarımız seninle.

14 Haziran 2008 Cumartesi

ahh rejim!

güya rejimdeyim.aklıma diyet yemeklerde gelmiyoki hiç.salata yemekten içim dışım salata oldu.)var bi kaç bişey ama yetermi hiç?çeşit istıyom yha:))zaten tatsız tuzsuz bişeler:)neyse patlıcanı çok severim köydeyken mangalın sonunda atardık birer tane köze,ey gidi günler ey...havadar havadar ...ben eskideki tost yapan aleti kullandım hani elektriksiz ocağın üstünde evire çevire pişirilen.napıym mangalım yok közüm yok apartman apartman yaşıyoz valla.allah daha kötüsünden esirgesin gene arada gözümüz köy görüyo köylerimiz yakın bize de allahtan yoksa otur dur betonların içinde.uuuuu ne çok konuştum neyse yaparsanız afiyet olsun.

25 Mayıs 2008 Pazar

kakaolu pasta

PANDİSPANYA: 3 yumurta 3kahve fincanı toz şeker 3kahve fincnı un 1 çorba kaşığı kakao 1 çay fincanı süt 1pkt kabartma tozu KREMA: 4 su bardağı süt 12 çorba kaşığı toz şeker 3 çorba kaşığı un 3 çorba kaşığı kakao 1 su bardağı iç finduk tarım çay bardağı hindstan cevzi yarım limon kabuğu rendesi yarım paket margarin YAP: toz şeker ve yumurtalarıboza kıvamına gelinceye dek çırp -içine unu,kakaoyu,kabartma tozunu,1 çay finc sütü döküp iyice karıştıralım ve bu karışımı yağlanmış kalıba dökelim 170 derecede pişirelim -kek soğurken kremayı hazırlıyalım:malzemelerin hepsini soğuk olarak karıştırıp kısık ateşte devamlı karıştırarak muhallebi kıvamı alana dek pişirelim -kekimizi ikiye böldükten sonra arada bir kaymak tutmaması için karıştırdığımız kremayı biraz soğuduktan sonra, sütle ıslattığımız kekimizin arasına yarısını doldurup fınduklarında yarısını serpip diğer parçayı kapatalım -kekin üstünüde yanlarınıda kalan kremayla kaplıyalım -üstünü fındıklarla ve hindistan ceviziyle süsleyip buz dolabında beklettikten sonra servis yapalım. hımmmmmmmmmm.afiyet olsun.

20 Mayıs 2008 Salı

mektup böreğiye#:))

ilk defa katılacak olduğum kahvaltı etkinliği Ye#için hazırladığım böööööörekleri yeni tanıştığım özlemciğim için yayımlıyorum.umarım herkesin hoşuna gider.seni tanıdığıma gerçekten memnun oldum.mutfaktayım blog sahibesi hanımefendi:)) oohh kim tutar bizi. malzemeler: 2 su bardağı su 1/2çay bardağı sıvı yağ 6 su bardağı un 1 paket teryağı veya margarin 1/2çay bardağı sirkeve tuz içi: 150gr beyaz peynir veya çökelek 1 demet maydanoz biryumurta üzeri için hazırlanışı: elenmiş unu havuz gibi açalım.içine suyu,sıvıyağı,sirkeyi,1tatlı kaşığı tuzu ilave ederek özlü bir hamur yoğuralım.hamuru şeffaf folyo ile kapatıp 15 dakika dinlendirelim.daha sonra hamurdan 15 tane beze elde edip,bezeleri üçerli gurup halindeayıralım.merdaneyle üç bezeyi ayrı ayrı açıp servis tabağı büyüklüğüne getirelim.her 3 yufkanın üzerine erittiğimiz yağı sürelim üstüste serelim.üçüncü yufkanın üzerinede sürüp karşılıklı kenarlarını bohça kapatır gibi kapatalım ve dondurucuya koyalım geri kalan bezelerin her bir üçünede aynı işlemi tekrarlayıp dondurucuya koyalım.sonra ilk koyduğumuz hamuru alalım ve kare açıp dörde bölelim

14 Mayıs 2008 Çarşamba

un kurabiyesi

1çay bardağı sıvı yağ 250gr tereyağı yada margarin yarımdan biraz fazla su bardağı pudra şekeri 4 yemek kaşığı nişasta 1 paket vanilya 4,5-yada 5 su bardağı un arzuya göre üstüne serpmek için pudra şekeri YAPILIŞI: oda sıcaklığındaki yağ ve şekeri mıncıklayarak karıştır,sıvıyağı vanilyayı ve unu,nişastayı karıştırıp kulak memesi kıvamında hamur elde et.şeklini şemalini sen arzuna göre oluşturup 150 derecede pişir.içi pişmiş ve hala beyazken fırından al pudra şekeri serp.AFİYET OLSUN. bu kurabiye çok basit olduğu için en zamansız zamanlarımda bile kurabiye ihtiyacımı karşılıyor:))