28 Aralık 2008 Pazar

yorgun&yoğun

canım arkadaşlarım o kadar yoğunum ki bu aralar bilgisayarın başına oturacak vakit bulamıyorum desem yeridir:))oğlumun ödevi için oturmuşken Ayşegül arkadaşımın nerelerdesin yazısı beni harekete geçirdi ve bu yazıyı yazmak istedim. nedense bu aralar gelen giden çok,aklıma da temizlik yapmayı koydum gündelik işlerimi yapasım gelmiyo zorla yapıyom zaten.Yarın öbürgün büyük temizlik yapacam kış ayında bu da neyin nesi demen sakın,benim aklıma eser öyle bazen yeni bi eşya alacağım zaman daha çok olur bu:))oğlumun performans ödevi zımbırtısı var daha 3.sınıfa gidiyor bence tek başına altından kalkabileceği bir ödev değil güya araştırmaya yöneltiyolarmış mış çocukları sankim üniversite öğrencisi tez hazırlıyo dersiniz.ah ah tıkandım haaaaa:)çooook yorgunum çoook yoğunum bedenim durduğu zaman beynim yoğun ne bilem işte eyle bu aralar beden ve zihin dolu.... neysem canlar bekleyin beni anacım gene gelcem.hepinizi seviyorum yorgunluksuz yorgunsuzluk diliyorum size:))

18 Aralık 2008 Perşembe

patates böööreği

canlar sizlere,ikindi çaylarında, pazar kahvaltılarında beğenerek yediğimiz patates böreğini sunuyorum.)sıcakken kahvaltı masalarınızı süsleyen bu börek çocuklarımız içinde çok besleyici;çocuğunuz yemediği şeyleri bu börek sayesinde anlamadan yiyebilir.benim oğluşum pişmiş havuç hiç sevmiyor ama bu böreğin içinde olduğunu bile anlamıyor.bazı çocuklar peynir yemez,maydonoz yemez hatta patates yemeyen bile yiyebilir bence...gelelim malzemelere: -4 büyük patates -3 havuç -2 su bardağı un -2 adet yumurta -1 su bardağı süt -1 su bardağı ufalanmış beyaz peynir -1 paket kabartma tozu -yarım su bardağı sıvı yağ -yarım demet maydanoz -yarım demet dere otu -yarım demet nane -1 çorba kaşığı kuru fesleğen -tuz,karabiber,susam gelelim yapılışına: patates ve havuçları küçük küpler halinde doğrayın(ben robota bütüüüüün malzemeyi atıp hepsini kek kıvamında çırpıyorum patates havuç ne varsa hepsi kendinden geçiyo akılları başlarından çıkıyor:))) içine kabartma tozu karıştırılmış unu,yumurtaları sütü,peyniri,sıvıyağı,ince kıyılmış maydanoz dereotu,karabiber ,tuz ve fesleğeni katın.iyice karıştırarak hamur elde edin,yağlanmış fırın tepsisine hamuru dökün üzerine susam serpip 200 derece fırında üzeri kızarana dek pişirin. ben sizin yeriniz de olsam--da olmasam da robotlu tarifi seçerim hem tertemiz,hem kolay, hem malzeme karıştığı için içindekiler pek anlaşılmıyor ama lezzet hıımmmmm nefis.lezzet kaybı yok.ben böyle yaptım.yaparsanız afiyet şeker olsun efendim.sevgiler herkese..

12 Aralık 2008 Cuma

ah nerede vah nerede!...

Her bayramda nedendir bilinmez, çocukluk yıllarında yaşadığımız ve tattığımız bayram sevinçlerinin ve coşkusunun tadını hiç unutmayarak “nerde o eski bayramlar” diyerek derin bir ah çeker ve geçmişe olan özlem duygularımızı dile getiririz. Acaba bayramlar mı güzelliklerini yitirdi yoksa biz mi bayram sevinçlerimizi? Hatırlıyorum da günlerce önce başlardı bayram heyecanı evlerimizde. Bayram alış-verişleri yapılırdı. Yemekler, tatlılar hazırlanırdı günler öncesinden. Herkesin bayramdan bir beklentisi olurdu. O bayramlarda herkesin birbirine verecek mutlaka bir şeyleri de olurdu. Büyükler ziyaret edilir, küsler barışırdı o bayramlarda. Çocuklar için bayram yeni ayakkabı ve elbise, şeker ve harçlık anlamına gelirdi. Neşe ve coşkuyla beklenirdi bayram sabahları. Hele birlikte yenen bayram yemeklerinin tadı hala damaklarımdadır anılarımda kalsa da. Millî ve manevi değerlerden yoksunluk, göçler, hızla devam eden sosyal, ekonomik ve teknolojik değişimler gibi birçok unsur, kültürel yapımızın bozulması, aile yapımızın zayıflamasına neden olduğundan artık bayramlarda eski heyecan ve coşku yaşanmıyor. Bayram denince artık parası olan çoğu insanın aklına tatil amaçlı yapılan geziler geliyor. Herkes bir yerlere gitme telaşında. Beş yıldızlı oteller bu bayramları bekler oldular. Bayramların gerçek amacı yaşanmıyor ama insanlar güzel tatil anılarıyla dönüyorlar. Birde hala o bayram coşkusunu içinde taşıyan ve geride bıraktığımız büyüklerimiz, yaşlılarımız var. Eski alışkanlıklarını sürdürerek hazırlanırlarsa bu bayrama ne gelenin, ne gidenin olduğunu gördüklerinde düşünebiliyor ve anlayabiliyor musunuz hüzünlerini. Her şey çok geç değil. Gelin yeniden o eski bayramların coşkusunu birlikte yaşayalım. Yine çocukları sevindirelim. Gözleri yolda bizleri bekleyen büyüklerimizin kapı zillerini çalalım, ellerini öpelim, sevindirelim, gönüllerini alalım. Komşularımızla, akrabalarımızla bayramlaşma şansını kaçırmayalım. Ne dersiniz, beklide bize hala bayram harçlığı vermek isteyenler olacaktır!.. “Ne kadar söz varsa da düne ait Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.” BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN bu bayram ve tüm bayramlarınız eski bayramlar lezzetinde olsun.

4 Aralık 2008 Perşembe

kış türlüsü

yhaf hiç fırsat bulamıyom bilgisayar başına oturmaya,sayfamı yenilemessem arkadaşlarım beni unutur diye geldim:))herkeşlerin sayfalarına bakmaktan benim sayfama vakit kalmıyo valla...sizlerin bloglarını gezmek bana tarif yayımlamaktan daha zevkli geliyor.Hımm neysem tarife geçeyim gerçi bu yemeği bilmeyen yoktur ama olsun ben yazayım adet yerini bulsun geleneği bozmamak adına:-) malzemeler: 2büyük soğan 2 tane patlıcan 3 tane patates 2 havuç 4-5 diş sarmısak yarım kilo kadar et Yapılışı: etleri kuşbaşı doğrayıp güveç kabının en dibine diz,soğanı iri doğrayıp yay,havuçları halka şeklinde doğrayıp soğandan sonra koy.pişme sırasına göre koyduğumuz sebzelere patlıcan ve patatesi de doğrayıp ekle,bu arada sebzelerin arasına tuz serpmeyi ve sarmısak koymayı da unutmayalım.en son bir bardaktan biraz az salçalı su ve yağ ekleyip ağzını kapayalım güvecimizin.45 dakika sonra servise hazır.(istenilen sebzelerle yapılabilir tabiki,bamyalı,bezelyeli,fasülyeli aklıma gelmiyor şimdi ama çeşitler çoğalabilir.)ben böyle yaptım yapanlara afiyetler olsun efendim...